İçerik
Etkinlik şifrelerini almak için [email protected] adresine mail atabilir veya sosyal medya hesaplarından bize ulaşabilirsiniz.
1. Oturum: Homeros ve Troia:
Homeros kimdir? Antik dönem anlatı geleneğine ve İlyada’ya genel bakış. Troia ören yeri ve mimarisi. Troia savaşı sırasında Anadolu ve yakın çevresindeki kültürlere genel bakış. Aktarıcılar: Ozan Yıldırım (Arkeolog, profesyonel turist rehberi), Özge Acar (Klasik filolog, profesyonel turist rehberi). Etkinlik süresi: 120 dakika.
Yukarıdaki etkinliğin içeriği hakkında fikir sahibi olmanız için aşağıdaki videoları hazırladık. Youtube videolarını etkinliğin fragmanı olarak düşünebilirsiniz. Etkinliğin tamamını izlemek için [email protected] adresinden veya sosyal medya hesaplarımızdan bize ulaşabilirsiniz. Şifreli içerikler belirli bir ücret karşılığında paylaşılmaktadır.
Brifing Belgesi: İlyas 1. Oturum - Arkeoloji ve Klasik Filoloji Perspektifinden Homeros Okumaları
Bu brifing, "İlyas 1. Oturum: Arkeoloji ve Klasik Filoloji Perspektifinden Homeros Okumaları" adlı kaynaktan alınan bilgilere dayanmaktadır. Sunum, Troya Savaşı dönemi maddi kültürü ve Homeros metinleri üzerine odaklanmaktadır.
Ana Temalar ve Önemli Fikirler:
-
Troya Savaşı'nın Tarihsel Bağlamı ve Maddi Kültür:
- Sunumun ilk bölümü, Troya Savaşı'nın geçtiği dönem olan Geç Tunç Çağı'na (kabaca MÖ 3000 - 1200) odaklanır. Savaşın yaklaşık olarak MÖ 1230'lar civarına denk geldiği belirtilmektedir.
- Bu dönemin öne çıkan kültürleri arasında Girit'teki Minos kültürü, Yunanistan anakarasındaki Miken kültürü (Akhalar), Orta Anadolu ve güneydeki Hititler ve Mısır Krallığı sayılmaktadır.
- Troya Savaşı'ndan sonra yaklaşık 300 yıl süren bir "karanlık dönem"in başladığı, bunun nedeninin büyük ve yazıyla kendisini ifade eden kültürlerin (Miken, Batı Anadolu krallıkları, Hitit) son bulması olduğu açıklanır. Bu döneme aynı zamanda "deniz kavimleri göçü" de denir ve bu göçler Yunan anakarası, Batı Anadolu, Orta Anadolu ve Mısır'ı etkilemiştir.
- Karanlık dönemden sonra Demir Çağı kültürleri başlar. Yunanistan'da kent devletleri (polisler), Batı Anadolu'da İyonya, Aeolis, Karya, Mysia gibi kültürler, Doğu Akdeniz'de Geç Hitit kent devletleri, Doğu Anadolu'da Urartular ve İç Batı Ege'de Frigya, Batı Ege'de Lidyalılar görülür.
- Troya Savaşı, kronolojik olarak Tunç Çağı'ndan Demir Çağı'na geçişte önemli bir kırılma noktası olarak değerlendirilmektedir.
- Maddi kültür varlıkları üzerinden Troya Savaşı'nın hiç unutulmadığı vurgulanır. Örneğin, MÖ 7. yüzyıldan kalma bir vazo üzerinde Troya Atı betimi ve içinde insanların olduğu tasvirleri buna kanıt olarak gösterilir.
2. Miken Kültürü (Akalar) ve Yerleşimleri:
- Mikenlerin Hint-Avrupa kökenli bir etnik grup olduğu ve MÖ 2000'lerde Yunanistan anakarasına doğudan geldikleri düşünülmektedir.
- Linear B adı verilen bir yazı biçimi kullandıkları, ancak bu yazıların daha çok ticaret ve mal sayımıyla ilgili olduğu, bu nedenle dönemi anlamak için Mısır ve Hitit metinlerinin önemli olduğu belirtilir.
- MÖ 1600 ile 1100 yılları arasında Yunanistan anakarasını ele geçirdikleri, krallıklar kurdukları ve Girit adasındaki Minos kültürünü de fethettikleri ifade edilir.
- Miken yerleşimlerinin önemli stratejik noktalarda kurulmuş büyük şehirler olduğu ve her bir şehrin merkezindeki sarayın o bölgede bir nüfuza sahip olduğu vurgulanır. Atina, Thebes ve Miken gibi şehirler örnek verilir.
- Miken şehirlerinin güçlü surlarla çevrili olduğu, saray yapısının ise tamamen korunaklı, yüksek ve stratejik bir noktada konumlandırıldığı anlatılır.
- Miken saraylarının merkezinde, ateş yanan bir taht odası olarak isimlendirilebilecek, Megaron tipli (iki sütunlu, bir vestibül ve ocaklı bir ana oda) bir yapının bulunduğu açıklanır. Bu Megaron plan tipinin, daha sonraki dönemlerde Antik Yunan tapınak mimarisinin temelini oluşturduğu belirtilir.
- Miken savaşçılarının nasıl göründüğüne dair mezar buluntularından elde edilen bilgiler sunulur. Mızraklı, başlık takan, hafif zırhlı veya metal zırhlı, kalkanlı savaşçılar tasvir edilir. Ayrıca, törensel kıyafetlerinde yaban domuzu dişlerinden yapılmış başlıklar giydiklerine dair kanıtlar sunulur.
- Miken yerleşim planlarının, surlarla çevrili ve merkezinde saray kompleksi barındıran yapısının, aynı Tunç Çağı'nın önemli bir kültürü olan Hititlerin başkenti Hattuşa'ya benzediği ancak Hitit saraylarında Megaron tipi bir merkez odanın bulunmadığı, daha çok bölmeli ve çok odalı mekanlarla karşılaşıldığı belirtilir. Sarayların konumlandırıldığı yerin, şehrin en korunaklı ve yüksek noktası olmasının Tunç Çağı'nın genel bir özelliği olduğu ve bunun daha sonraki Akropol fikrine temel oluşturmuş olabileceği düşünülür.
3. Troya (Troia) ve Yerleşimi:
- Troya'nın Hitit metinlerinde Truvisa veya Wilusa olarak geçtiği, Eski Yunanca'da ise Ilion ve Ilium olarak adlandırıldığı belirtilir. "Truva" isminin tamamen yanlış olduğu, Fransızca'dan Türkçeye geçtiği ve doğrusunun "Troya" olduğu vurgulanır.
- Şehrin Çanakkale'deki ters akıntılar ve fırtınalar nedeniyle önemli bir stratejik noktada, korunaklı limanlara yakın bir yere kurulduğu açıklanır. Ancak, Troya'nın denizle bu kadar yakın ilişkisi olmasına rağmen, kendi denizcilik kültürünün belirgin olmadığı, daha çok limanın varlığını kullanarak vergi alarak geçindiklerinin düşünüldüğü belirtilir.
- Troya Savaşı'nın gerçekleştiyse, Akaların şehrin kendisinden ziyade, stratejik olarak bataklık olması nedeniyle zafiyet yaratacak olan limana değil, daha uzağa çıkarma yapmış olmalarının olası olduğu söylenir. Ancak şehre saldırıları sırasında bataklık alanın önemli bir engel olacağı vurgulanır.
- Troya'nın çok katmanlı (yaklaşık 9 katman) bir kent olduğu, üst üste kurulduğu için bir höyük haline geldiği belirtilir. Troya Savaşı'nın geçtiği dönemin şu anda güncel olarak 6. tabakası olarak isimlendirildiği (eski adıyla 7A) ve 6. tabakadaki bazı yapıların savaş döneminde kullanılmaya devam ettiği açıklanır.
- Troya'nın yüksek bir noktada (ovadan 30 metre yüksekte) ve güçlü surlarla korunduğu anlatılır. Sur duvarlarının dairesel değil, hafif kırıklarla inşa edildiği, taş duvarların üzerine kerpiç kısımların olduğu düşünülmektedir. Giriş kapılarının da düşman saldırısını kırmak için direkt karşıdan değil, bir kırılmayla girilecek şekilde tasarlandığı belirtilir.
- Troya saray kompleksinin tam olarak nasıl olduğunun bilinmediği, ancak diğer yapılardan Megaron tipi bir yapının varlığının düşünülebileceği ve bu tipin Batı Anadolu'da da görüldüğü, Hititlerde ise kullanılmadığı belirtilir.
- Kent planında dış sur duvarları, şehir alanı, ikinci bir sur duvarı ve hendeğin olduğu, kentin kuvvetli bir şekilde savunulduğu açıklanır. Eğer bir kuşatma gerçekleştiyse, saldırganların hendek ve dış surları geçtikten sonra Troyalıların ikinci sur duvarının arkasına çekilecekleri belirtilir.
- Troyalıların nasıl göründüğüne dair arkeolojik maddi kültür varlıkları üzerinden tam olarak bilgi sahibi olunamadığı söylenir.
- Troya'nın sonunun büyük bir yangın tabakasıyla geldiği, ancak bu yangının nedeninin Troya Savaşı olup olmadığının kesin olarak bilinmediği, savaş kalıntılarının (iskelet, savaş aletleri) beklenenden az olduğu vurgulanır. Yangının kendisinin bir neden olabileceği veya höyüğün binlerce yıl boyunca kullanılması ve kazıların eski tekniklerle yapılması nedeniyle savaş izlerinin kaybolmuş olabileceği düşünülür.
- Troya Savaşı'nın gerçekleştiği yerin Hisarlık höyük olup olmadığının kesin olarak söylenemese de, Batı Anadolu ve Çanakkale Körfezi'nde bu kadar stratejik ve büyük başka bir höyük olmaması nedeniyle Hisarlık'ın en olası yer olduğu ifade edilir.
4. Homeros ve İlyas/Odysseia Metinleri:
- Homeros'un eserlerinin veya Homeros'a atfedilen eserlerin Batı edebiyatının temel metinleri olduğu vurgulanır. İlyas'ın ilk metinlerden, Odysseia'nın ise ilk roman sayılabileceği söylenir.
- Bu destanların Antik Çağ'dan beri çalışılan metinler olduğu ve kesintisiz bir ilgi gördüğü belirtilir.
- Homeros'un Yunan edebiyatının ilk dönemi olan Epos Çağı veya Epik Çağ'ın en önemli temsilcisi olduğu, hatta bu döneme Homeros Dönemi de denildiği açıklanır.
- Antik Çağ'a göre Homeros'un MÖ 8. yüzyıl şairi olduğu, İlias ve Odysseia'nın yazarı olduğu, Küçük Asya veya yakınlarında (muhtemelen Smyrna/İzmir doğumlu, Sakız Adası'nda yaşamış) yaşadığı rivayet edildiği ve kör olduğu söylenir. Ancak bu bilgilerin tartışmalı olduğu, hatta modern araştırmacıların bu bilgilerin geleneksel bilgiler olduğunu ve Homeros'un varlığını bile reddedebildiği ifade edilir.
- "Homeros Sorunu" (Homeric Question) olarak bilinen konunun, destanların yaratıcısının tek bir yazar mı olduğu, ne zaman, nerede ve ne şartlar altında meydana getirildiği gibi sorular etrafında döndüğü açıklanır.
- Milman Parry ve Gregory Nagy gibi Homeros çalışan isimlerin, destanların bir sözlü geleneğin ürünü olduğunu ve söylene söylene bir araya getirildiğini öne sürdükleri belirtilir.
- İlyas ve Odysseia'nın, Homeros'un yaşadığı varsayılan MÖ 8. yüzyıldan çok daha öncesinde (MÖ 1200'ler) yaşanmış bir olayı (Troya Savaşı) konu aldığı, destanların savaşın nedenlerini, sonuçlarını baştan sona anlatmadığı, belli kesitler aldığı vurgulanır.
- İlyas'ın konusunun Akilleus'un öfkesi olduğu ("Me'nin" - öfke kelimesiyle başladığı), Odysseia'nın ise Odysseus'un savaştan sonra yurduna dönüş hikayesini anlattığı ("Andra" - adam kelimesiyle başladığı) açıklanır.
- Destanların bir tarih anlatısı peşinde olmadığı, bir motifi (öfke, adamın hikayesi) sunma amacı taşıdığı belirtilir.
- Miken döneminin sonlarına tekabül eden bu olayın (Troya Savaşı), hafızalarda önemli bir yer edindiği ve 400 yıl boyunca anlatıldığı söylenir. Destanların yazıya geçirilmesinin bu anlatılanlardan 600 yıl sonra (MÖ 600 civarı) olduğu ifade edilir.
- Sözlü kültürün taşıyıcıları olan "Rapsodos"lardan (ozanlar) bahsedilir. Bu kişilerin kentten kente dolaşıp festivallerde destanları icra ettikleri, destanların heksametron (altılı vezin) ölçüsüyle yazılmış olduğu, çok uzun olduğu için tek bir kişinin icra etmesinin imkansız olduğu, bu nedenle birden fazla Rapsodos'un devam ettiği açıklanır.
- Sözlü geleneğin bir özelliği olarak, Rapsodosların ekleme, çıkarma yapabildiği, spontane yönleri olduğu belirtilir.
- MÖ 600'lerde Atina'da Solon'un destanların yazılı bir esasa göre okunmasını istediği, daha sonra Peisistratos'un bunları yazılı hale getirdiği söylenir. Destanların 24 kitaba bölünmesinin ise İskenderiye dönemindeki gramerciler tarafından yapıldığı belirtilir.
- Antik Çağ'da metinlerin çalışılması geleneğinde "Skolya" (yorum) adı verilen çalışmaların yapıldığı, Homeros metinleri üzerinde de bu tür çalışmaların olduğu açıklanır.
- Destanların sözlü kültür ürünü olması nedeniyle kurgulanmasında ve aktarımında bazı anlatım tekniklerinin geliştirildiği, bunlardan en önemlisinin "Döngü Kompozisyonu" (Ring Composition) veya Antik Çağ'daki adıyla "Hysteron Proteron" (önceyi sonraya alma, sonrayı önceye alma) olduğu açıklanır.
- Döngü kompozisyonunun birbiriyle ilişkili olarak tekrarlanan sahnelerden oluştuğu, simetrik bir yapı (A B C D E D C B A gibi) ortaya çıkardığı ve bir çemberi tamamladığı belirtilir. Bunun Ozanların belleğine yardımcı olan ve dinleyiciler için estetik bir değer yaratan bir teknik olduğu vurgulanır.
- Döngü kompozisyonunun Homeros'la başlayıp Antik Çağ'da kalmadığı, Matrix, Star Wars, Harry Potter gibi modern eserlerde de görüldüğü örneklerle açıklanır.
- Homeros'un metne "in medias res" (konunun ortasından) başladığı, bu tekniğin Roma yazarı Horatius tarafından da belirtildiği, bunun Akilleus'un öfkesiyle başlayan ve savaşın belli bir kısmını atlayan bir anlatım biçimi olduğu söylenir. Bunun nedeni, destanların Akilleus'un hikayesini anlatmak istemesi ve savaşın tümünü değil, Akilleus'un öfkesinin yaşandığı dönemi konu alması olarak açıklanır.
- Hikaye anlatımında, Hesiodos gibi yazarların da "Musalar"a (ilham perileri) yakarış yaparak anlattıkları şeyi tanrısal bir kaynağa dayandırdıkları, bunun o dönemde popüler bir gelenek olduğu belirtilir. Homeros'un körlüğü meselesinin de bu bağlamda (tanrısal bir görüşe sahip olma) yorumlanabileceği, ancak metin içinde Ozan'ın körlüğüne dair net bir atıf olmadığı söylenir.
- Troya Savaşı hikayesinin çok bilindiği ve bir halk geleneği olduğu, destanların bu bilinen hikayenin bir parçası olan Akilleus'un öfkesini anlattığı, bu nedenle herkesin ne beklediğini bildiği bir icra olduğu belirtilir.
- İskender'in Homeros'a büyük hayranlık duyduğu, İlyas'ın İskender için bir başucu kitabı olduğu ve İskenderiye Kütüphanesi'nde de Homeros metinleri üzerinde çalışıldığı bilgisi paylaşılır.
- İlyada ve Odysseia'nın, toplumun eğitilmesinde önemli bir yeri olduğu, hatta Sokrates'in Homeros'a dil uzattığı için idam edildiği ve Platon gibi düşünürlerin bile bu eğitimden etkilendiği, ancak ideal devletlerinde Homeros'a yer vermedikleri belirtilir.
- İlyada'nın, günahlar, sevaplar, öfke, özlem, aşk gibi insani değerler üzerinden insanları ve tanrıları bir araya getiren, toplumun düzenlenmesinde rol oynayan bir kutsal kitap havası taşıdığı yorumu yapılır.
- Döngü kompozisyonu ve anlatım tekniklerinin, dinleyicinin veya izleyicinin dikkatini aktif tutmak için geliştirilmiş formüller olduğu, bunun modern yaratıcı yazarlıkta da kullanıldığı örneklerle açıklanır. Meddahlık geleneği ile Rapsodos icraları arasında benzerlik olduğu ve bu tür uygulamaların coğrafyanın kültürel mirasından geldiği yorumu yapılır.
Bu brifing, sunumdaki temel argümanları ve bilgileri özetlemekte olup, metinlerin daha derinlemesine incelenmesi ve tartışılması için bir temel oluşturmaktadır.
2. Oturum: İlyada: 1-2. Bölüm
Aktarıcılar: Ozan Yıldırım (Arkeolog, profesyonel turist rehberi), Özge Acar (Klasik filolog, profesyonel turist rehberi). Etkinlik süresi: 150 dakika.
Yukarıdaki etkinliğin içeriği hakkında fikir sahibi olmanız için aşağıdaki videoları hazırladık. Youtube videolarını etkinliğin fragmanı olarak düşünebilirsiniz. Etkinliğin tamamını izlemek için [email protected] adresinden veya sosyal medya hesaplarımızdan bize ulaşabilirsiniz. Şifreli içerikler belirli bir ücret karşılığında paylaşılmaktadır.
Giriş
Bu brifing belgesi, "İlias 2. Oturum - Kitap 1.-2. Bölüm: Arkeoloji ve Klasik Filoloji Perspektifinden Homeros Okumaları" başlıklı kaynağa dayanarak İlyada Destanı'nın ilk iki bölümünü arkeolojik ve klasik filoloji perspektifinden incelemektedir. Brifing, metnin ana temalarını, önemli fikirlerini ve günümüzle olan bağlantılarını ele almaktadır.
Ana Temalar ve Önemli Fikirler
- Metnin Zamansal Katmanları: İlyada'nın kabaca MÖ 1200'lerde yaşanan olayları anlattığı ancak metnin kendisinin yaklaşık 600 yıl sonra yazıldığı vurgulanmaktadır. Bu, metnin yazıldığı dönemin (Arkaik veya Klasik Dönem) ve anlatılan olayların geçtiği dönemin (Tunç Çağı) bakış açılarının iç içe geçtiği anlamına gelir. Metni okurken, modern insanın geçmişe bakışı gibi, metnin de 600 yıl önceki olaylara kendi zamanının perspektifinden baktığı belirtilir.
- Homeros'un Kalıcı Etkisi: Troya Savaşı'nın sadece antik dönemde değil, Orta Çağ duvar resimlerinden klasik vazo resimlerine, hatta modern yazına (örneğin, Akileus'un Şarkısı) ve teknolojiye (Truva Atı virüsü) kadar günümüzü hala etkilediği örneklerle gösterilir. Savaşın unutulmadığı ancak günümüzdeki yaratıcılığı ve yazını da desteklediği üzerinde durulur.
- Sözlü Gelenekten Yazıya Geçiş: Metnin başlangıçta sözlü bir anlatı olduğu ve bu nedenle sözlü anlatıcının aklında kalmasını sağlayacak tekrarlara (formülsel ifadeler) yer verildiği belirtilir. "Güzel dizlikli Akalar" gibi sürekli tekrarlanan ifadeler, sadece kafiye oluşturmakla kalmayıp yapısal bir bütünlük de sağlamaktadır.
- Akhaların Tunç Çağı Kültürü: Akha toplumunun birbirlerinden ayrı krallıkları olan ancak tek bir ana kral (Agamemnon) tarafından yönetilen bir Tunç Çağı kültürü olduğu açıklanır. Bu toplumun doğudan Yunan ana karasına yerleştiği ve adaları ele geçirdiği bilgisi verilir.
- Akhileus'un Öfkesi: Destanın ana kurgusunun Akhileus'un öfkesi etrafında döndüğü ve hikayenin Akhileus'un öfkesi ve bunun sonucunda Akhalar arasında çıkan veba salgını ile başladığı vurgulanır.
- Tanrıların Rolü ve Müdahalesi: Yunan panteonundaki tanrıların sadece ana figürlerden ibaret olmadığı, aynı zamanda farklı güçlere veya etki alanlarına sahip oldukları (epithetler aracılığıyla) belirtilir. Apollon'un hem veba salan hem de vebadan kurtaran bir tanrı olarak tasvir edilmesi örnek verilir. Tanrıların olay akışına doğrudan veya dolaylı olarak müdahale ettiği, insanları kandırdığı, hayat kurtardığı veya ölümlerine neden olduğu sıkça görülen bir motif olarak ele alınır. Athena'nın Akileus'u Agamemnon'u öldürmekten vazgeçirmesi veya Zeus'un rüya aracılığıyla müdahale etmesi önemli örneklerdir.
- Kleos (Şan ve Şöhret) ve Moyra (Pay): Kahramanların savaşa katılmalarının temel nedenlerinden birinin Kleos yani şan, şöhret ve ün peşinde olmak olduğu açıklanır. Akhileus'un kısa ömürlü ancak şanlı bir yaşam ya da uzun ömürlü ancak şöhretsiz bir yaşam arasında seçim yapması bilgisi verilir. Kleos ile birlikte Moyra kavramı da önemli yer tutar; insanların kendi paylarını bilmeleri ve ona razı gelmeleri beklenir. Agamemnon'un Moyrasına razı gelmemesi onun kibrini ve kötü yönünü gösterir.
- Kadının Antik Dönemdeki Yeri: Metinde kadının konumu hem Agamemnon'un ev içindeki durumu (Hera ile ilişkisi) üzerinden hem de Briseis'in bir armağan olarak görülmesi üzerinden ele alınır. Kadının ev içinde görünmez olsa da önemli bir varlığı olduğu, ancak toplumsal ve savaşla ilgili kararlarda ikincil planda olduğu vurgulanır. Briseis'in isminin metnin ilerleyen kısımlarına kadar geçmemesi, kadının birey olarak değil, bir "armağan" olarak görülmesine işaret eder.
- Antik Dönem Ritüelleri: Metinde detaylı olarak anlatılan arınma ve kurban törenleri, antik dönemdeki dini ritüellere ışık tutar. Temiz suyla arınma, tanrılara yakarış, kurban kesimi, etlerin pişirilmesi ve şölenin detayları adım adım anlatılır. Sakatatların yenilmesi gibi detaylar, ritüellerin sembolik anlamlarına dair yorumlara yol açar.
- İnsani Kahramanlar: İlyada kahramanlarının sadece tanrısal özelliklere sahip varlıklar olmadığı, aynı zamanda insani zayıflıkları, duyguları ve tepkileri olduğu vurgulanır. Akhileus'un armağanı elinden alınınca ağlaması, küsmesi ve annesine şikayet etmesi gibi davranışlar, bu insani yönü gösterir. Bu insani yönün varlığı, sorgulama ve düşünceyi geliştirme boyutunu da beraberinde getirir.
- Vazo Resimleri ve Metin İlişkisi: Vazo resimlerinin, metinde anlatılan sahnelerin (örneğin, Briseis'in alınması, Peleus ve Thetis'in düğünü, Paris'in yargısı, pigme ve turna savaşları) tasvirleri olarak karşımıza çıktığı ve bu tasvirlerin metnin yazıldığı dönemin (Klasik Dönem) kıyafetlerini ve anlayışını yansıttığı belirtilir. Bu, olayların geçtiği Tunç Çağı'ndan farklı bir görselleştirme sunar.
- Savaşın Gerçekliği ve Algısı: Metin, savaşın sadece kahramanların teke tek dövüşlerinden ibaret olmadığını, aynı zamanda kaotik, vahşi ve kanlı bir meydan muharebesi olduğunu da gösterir. "The King" filmi, bu kaotik ortamı anlamak için modern bir örnek olarak önerilir. Savaşın kaderinin sadece iki kahramanın dövüşüyle belirlenmesi gibi özel durumlar da metinde yer alır.
- Troya Savaşı'na Katılımın Nedenleri: Menelaos ve Agamemnon dışında diğer kralların ve kahramanların savaşa katılmalarının asıl nedeninin şahsi bir dertleri olmaması, ancak büyük kral tarafından davet edilmeleri ve Kleos peşinde olmaları olduğu vurgulanır. Armağan verilmediği takdirde savaştan kolayca çekilebilecekleri de belirtilir.
- Tunç Çağı Savaş Teknolojisi: Güzel dizlikler gibi metalden yapılan savunma ekipmanlarının değerli olması ve sadece üst rütbeli kişilerin sahip olması Tunç Çağı savaş teknolojisi hakkında bilgi verir. Ok ve yay ile sapanın savaşlardaki etkinliği karşılaştırılır; sapan taşının ölümcül hızı ve zırhlar üzerindeki etkisi vurgulanır.
- Gemi Teknolojisi ve Deniz Savaşları: Tunç Çağı gemilerinin dar, düz ve alçak gövdeli olduğu, 50 kürekçili en büyük gemilerin 27 metre civarında olduğu ve bir gemi yapımının 6 ay sürdüğü bilgisi verilir. Deniz savaşlarının gemilerin yan yana gelerek üzerindeki savaşçıların çarpışması şeklinde olduğu, klasik dönem gemilerindeki mahmuz gibi bir özelliğin Tunç Çağı gemilerinde olmadığı belirtilir. Troya'nın deniz gücünün zayıf olmasının nedeni bu teknoloji ve dönemin deniz savaşları kurgusuyla ilişkilendirilir.
- Sayısal Abartılar ve Güvenilirlik: İlyada'daki gemi ve ordu sayıları ile arkeolojik ve Hitit metinlerindeki bilgiler karşılaştırılır. İlyada'daki 1231 gemi sayısının oldukça abartılı olduğu ve gerçekçi bir Aka ordusu için 300 gemi civarında olması gerektiği tahmin edilir. Troya nüfusu ve savaşa katılabilecek erkek sayısı üzerine yapılan tahminler sunulur ve Aka ordusunun sayıca Troya şehrinden on kat daha fazla olduğu bilgisi verilir. Ancak müttefikler hesaba katıldığında Troya tarafının da kalabalıklaştığı belirtilir. Metindeki sayısal abartının ve gemi kataloğunun Atina'daki icra edilme ortamıyla (dinleyicinin kendi geldiği yerlerden insanların listede yer alması) ve Akhaların şanının yüceltilmesiyle ilgili olabileceği yorumu yapılır.
- Metnin Yapısal Düzeni ve Motifleri: Metnin, özellikle ilk iki kitabın, tekrarlayan motifler (örneğin, salgın, tartışma, yolculuk, tanrı müdahalesi, Olympos'taki tartışma) ve döngüsel bir yapı üzerine kurulu olduğu belirtilir. Bu yapısal düzenin dinleyicinin hikayeyi takip etmesine yardımcı olduğu ve belirli temaların (örneğin, Akhileus'un öfkesi, Kleos) sürekli olarak vurgulandığı açıklanır.
- Ozanın Rolü ve Tanıklığı: Ozanın (Homeros) olayları en tepeden gören ve her şeyi bilen bir anlatıcı olduğu, hikayeyi Musa'lardan ilham alarak anlattığı belirtilir. Ozanın zaman zaman kendini gösterdiği ve olaylara yorum kattığı (örneğin, Agamemnon'un düşüne dair yorumu) örneklerle gösterilir.
Birinci Kitabın Özeti
Birinci kitap, Akhileus'un öfkesi ve bunun sonucunda Akhalar arasında çıkan veba salgını ile başlar. Salgının nedeni, Agamemnon'un Apollon rahibi Khryses'in kızı Khryseis'i esir alması ve geri vermeyi reddetmesidir. Agamemnon kızı geri vermeye razı olur ancak yerine Akhileus'un esiri olan Briseis'i alır. Bu durum Akileus'u öfkelendirir ve savaşa katılmayı reddeder. Hikaye, Akileus ve annesi deniz tanrıçası Thetis arasındaki diyalogla devam eder. Thetis, oğlu için Zeus'tan destek ister ve Zeus, Akhalara zorluk çıkaracağına dair söz verir. Kitap, Olympos'ta tanrılar arasında Hera'nın Akhaları desteklemesi nedeniyle çıkan tartışmayla sona erer.
İkinci Kitabın Özeti
İkinci kitap, Zeus'un Agamemnon'a Troya'yı hemen alacağına dair yanıltıcı bir rüya göndermesiyle başlar. Agamemnon bu rüyayı komutanlarına anlatır ve bir toplantıda saldırı kararı alınır. Ancak Agamemnon, orduyu denemek için geri dönme önerisinde bulunur. Askerler hemen gemilere kaçışmaya başlar. Athena, Odysseus'u durdurur ve onu askerleri geri döndürmesi için görevlendirir. Odysseus, Agamemnon'un asasını alarak askerleri geri döndürür ve onları savaşa devam etmeye ikna eder. Bu bölümde Thersites'in Akhaları eleştirmesi de yer alır. Kitabın en önemli bölümü, Akhaların farklı bölgelerden gelen gemilerini ve komutanlarını listeleyen "Gemi Kataloğu"dur. Bu katalog, Akha birliğinin büyüklüğünü ve çeşitliliğini gösterir ve Kleos peşindeki kahramanları vurgular. Kitap, Zeus'a yapılan bir adakla sona erer.
3. Oturum: İlyada: 3-6. Bölüm
Aktarıcılar: Ozan Yıldırım (Arkeolog, profesyonel turist rehberi), Özge Acar (Klasik filolog, profesyonel turist rehberi). Etkinlik süresi: 125 dakika.
Yukarıdaki etkinliğin içeriği hakkında fikir sahibi olmanız için aşağıdaki videoları hazırladık. Youtube videolarını etkinliğin fragmanı olarak düşünebilirsiniz. Etkinliğin tamamını izlemek için [email protected] adresinden veya sosyal medya hesaplarımızdan bize ulaşabilirsiniz. Şifreli içerikler belirli bir ücret karşılığında paylaşılmaktadır.
4. Oturum: İlyada: 7-9. Bölüm
Aktarıcılar: Ozan Yıldırım (Arkeolog, profesyonel turist rehberi), Özge Acar (Klasik filolog, profesyonel turist rehberi). Etkinlik süresi: 130 dakika.
Yukarıdaki etkinliğin içeriği hakkında fikir sahibi olmanız için aşağıdaki videoları hazırladık. Youtube videolarını etkinliğin fragmanı olarak düşünebilirsiniz. Etkinliğin tamamını izlemek için [email protected] adresinden veya sosyal medya hesaplarımızdan bize ulaşabilirsiniz. Şifreli içerikler belirli bir ücret karşılığında paylaşılmaktadır.
5. Oturum: İlyada: 10-15. Bölüm
Aktarıcılar: Ozan Yıldırım (Arkeolog, profesyonel turist rehberi), Özge Acar (Klasik filolog, profesyonel turist rehberi). Etkinlik süresi: 121 dakika.
Etkinliğin tamamını izlemek için [email protected] adresinden veya sosyal medya hesaplarımızdan bize ulaşabilirsiniz. Şifreli içerikler belirli bir ücret karşılığında paylaşılmaktadır.
6. Oturum: İlyada: 16-18. Bölüm
Aktarıcılar: Ozan Yıldırım (Arkeolog, profesyonel turist rehberi), Özge Acar (Klasik filolog, profesyonel turist rehberi). Etkinlik süresi: 140 dakika.
Etkinliğin tamamını izlemek için [email protected] adresinden veya sosyal medya hesaplarımızdan bize ulaşabilirsiniz. Şifreli içerikler belirli bir ücret karşılığında paylaşılmaktadır.
7. Oturum: İlyada: 19-24. Bölüm
Aktarıcılar: Ozan Yıldırım (Arkeolog, profesyonel turist rehberi), Özge Acar (Klasik filolog, profesyonel turist rehberi). Etkinlik süresi: 135 dakika.
Etkinliğin tamamını izlemek için [email protected] adresinden veya sosyal medya hesaplarımızdan bize ulaşabilirsiniz. Şifreli içerikler belirli bir ücret karşılığında paylaşılmaktadır.
8. Oturum: Yunan kültüründe İlyada'nın etki alanı, Troy filmi ve genel değerlendirme
2004 yılında çekilmiş, başrollerde Brad Pitt ve Eric Bana'nın oynadığı Troy filmini etkinlikten önce izleyeceğiz. Etkinlik sırasında İlyada’da anlatılandan görsel ve hikayesel olarak benzerlik ve farklılıkları konuşup, genel değerlendirme yapacağız.
Aktarıcılar: Ozan Yıldırım (Arkeolog, profesyonel turist rehberi), Özge Acar (Klasik filolog, profesyonel turist rehberi). Etkinlik süresi: 115 dakika.
Etkinliğin tamamını izlemek için [email protected] adresinden veya sosyal medya hesaplarımızdan bize ulaşabilirsiniz. Şifreli içerikler belirli bir ücret karşılığında paylaşılmaktadır.
Okuma Önerileri
Homeros * İlyada
Barry Strauss * Troya Savaşı
Rüstem Aslan * Yeni başlayanlar için Troya
John Freely * Homeros için bir gezi rehberi
Barbara Patzek * Homeros ve dönemi
(Tüm kitapları https://app.hb.biz/eVcbKLGcZlDy linkindeki listeden inceleyebilirsiniz. #reklam)
Etkinlik şifrelerini almak için [email protected] adresine mail atabilir veya sosyal medya hesaplarından bize ulaşabilirsiniz.
İlyada: Homeros’un Destansı Başyapıtı
Arkeo Akademi, antik edebiyatın en önemli eserlerinden biri olan İlyada’yı keşfetmek isteyenler için kapsamlı bir kaynak sunuyor. Homeros’un bu destansı şiiri, Troia Savaşı’nın hikayesini anlatırken insanlık durumu, kahramanlık ve tanrıların rolü gibi evrensel temalara ışık tutar.
İlyada Etkinliğinde Neler Bulacaksınız?
- Eserin Özeti ve Analizi: İlyada’nın konusu, karakterleri ve temel temaları hakkında detaylı bilgiler.
- Tarihsel ve Kültürel Bağlam: Troia Savaşı’nın arkeolojik ve mitolojik kökenleri.
- Kahramanlar ve Tanrılar: Akhilleus, Hektor, Agamemnon ve diğer karakterlerin rolleri ve önemi.
- Edebi ve Sanatsal Etkiler: İlyada’nın antik dünyadan günümüze edebiyat ve sanat üzerindeki etkileri.
Neden İlyada’yı Keşfetmelisiniz?
- Antik edebiyatın en büyük eserlerinden birini anlayın.
- Troia Savaşı’nın mitolojik ve tarihsel arka planını öğrenin.
- İlyada’nın evrensel temalarını ve günümüze yansımalarını keşfedin.
Arkeo Akademi İlyada Etkinliği, antik edebiyat ve mitoloji tutkunları için vazgeçilmez bir kaynak. Hemen ziyaret edin ve Homeros’un bu destansı başyapıtını keşfedin!