Bu tutkular beni üniversitede arkeoloji okumaya yönelti. Notlarımın yüksek olması bir fırsat yarattı ve aynı zamanda görsel iletişim tasarım okudum. Likya Yolu yürüyüşünü, Batı Anadolu’daki arkeolojik alan gezilerini, tren ile İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu gezilerini; arkadaşlarımla bu yıllarda yaptım. Şimdi durup geçmişe baktığımda, seyahat operasyonlarına ve rehberliğe aslında bu yıllarda başladığımı görüyorum.

Üniversiteden sonra her yurdum insanı gibi işsiz ve boşta kaldım. Bu sırada turizm ile tanıştım. Operasyon yapma ve  rehberlik yeteneğim bu yıllarda kimlik kazanmaya başladı. 3 yılın ardından İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nden Marmaray Yenikapı İstasyonu Arkeolojik Kurtarma Kazısı için teklif alınca, rotam arkeolojiye geri döndü. İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne bağlı olarak; Yenikapı’da Marmaray, Metro, Avrasya Tünel kazılarında çalıştım. Bu sırada İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Mimarlık Tarihi’nde yüksek lisansımı tamamladım. Aynı bölümde doktoraya başladım. Hayat henüz doktoramı tamamlamama izin vermedi.

Arkeolog olarak Kocaeli ve Osmaniye illerinde yüzey araştırmalarında görev aldım. Sagalassos, Larisa, Daskyleion, Perge, Aphrodisias araştırmalarında çalıştım. 2020-2024 yılları arasında Aphrodisias Kazısı Başkan 2. Yardımcısı olarak görev aldım ve kendi isteğimle de ekipten ayrıldım.

2023-2024 yılları arasındaki 10 aylık bir dönemi, bilimsel araştırmacı olarak Oxford Üniversitesi’nde geçirdim. “Arkeo Akademi” fikri de bu sırada doğdu. Oxford’taki uzun yürüyüşlerim sırasında Tolkien’in yaşadığı evi, mezarını ve “Inklings” buluşmalarının gerçekleştiği “The Eagle and Child” isimli barı ziyaret ettim. Gezilerde taşınıştığım ve eskiye ilgi duyduğunu bildiğim insanlarla, teknolojinin sağladığı avantajlardan da faydalanarak, “Inklings” benzeri bir oluşum yaratma fikri o küçücük barı görünce oluştu. İsmini ve işleyişini katılanlarla beraber belirlediğimiz bu oluşum, yani Arkeo Akademi böyle doğdu. Arkadaşlarımın, eski ile ilgili çalışanların, hocaların ve ilgililerin desteği ile de büyümeye devam ediyor.