4. Oturum: Karahantepe, Sayburç ve Dicle Bölgesinin Bağlantıları
Bölgenin tarih öncesini anlamak için başlatılan Taştepeler projesindeki iki önemli buluntu merkezi olan Karahantepe ve Sayburç hakkında konuşuyoruz ve Göbeklitepe ile karşılaştırmalar yapıyoruz. Aktarıcı: Ozan Yıldırım (Arkeolog, profesyonel turist rehberi). Etkinlik süresi: 85 dakika
İçerik: Şanlıurfa, Türkiye'de bulunan Karahan Tepe ve Sayburç'taki Neolitik Çağ arkeolojik alanları, Göbeklitepe ile ilişkili "Taş Tepeler" kültürünün parçasıdır. Bu siteler, 12.000 yıl öncesine ait olabilecek anıtsal yapıları, "T" şeklindeki dikilitaşları, figüratif kabartmaları ve heykelleri ortaya çıkarmaktadır. Özellikle Sayburç'ta bulunan bir frizde hayvan ve insan figürlerinin bir hikaye anlatımı şeklinde betimlenmesi dikkat çekicidir. Devam eden kazılar, avcı-toplayıcı toplulukların beklenenden daha karmaşık sosyal yapılara ve inanç sistemlerine sahip olduğunu göstermekte ve Neolitik Çağ'a dair anlayışımızı değiştirmektedir.
Karahan Tepe ve Sayburç'un Tarihsel Önemi
- Karahan Tepe ve Sayburç'un, Göbeklitepe ile aynı döneme ait veya ondan daha eski olabileceği düşünülen, yaklaşık 12.000 yıllık bir geçmişe sahip önemli Neolitik Çağ yerleşimleridir. Bu siteler, "Taş Tepeler" kültürü olarak bilinen daha geniş bir arkeolojik kompleksin parçasıdır.
- Avcı-toplayıcı toplulukların tarım ve hayvancılığa geçiş yaptığı Neolitik Çağ'ın anlaşılması için kritik öneme sahiptir. ("Alandaki ilk bulgular, avcı-toplayıcı toplulukların tarım ve hayvancılığa geçtiği döneme yani Neolitik Çağ’a işaret ediyor.")
Mimari ve Sanatsal Özellikler
- Göbeklitepe ve Karahantepe'de bulunan "T" şeklindeki dikilitaşlar, bu dönemin anıtsal mimarisinin belirgin bir özelliğidir. Karahan Tepe'de yaklaşık 250 "T" şeklindeki dikilitaşın yapıldığı belirtilmiştir.
- Mimari yapılar genellikle dairesel planlıdır ve ana kayanın oyulmasıyla oluşturulmuş düz zeminlere sahiptir. Göbeklitepe'dekilere benzer şekilde, bu yapıların iç içe inşa edildiği evreler bulunmaktadır.
- Göbeklitepe ve Karahantepe'de bulunan heykeller ve kabartmalar, dönemin sembolizmini ve inanç sistemlerini anlamak için önemli ipuçları sunmaktadır. Karahan Tepe'de bulunan ve penisini iki eliyle tutan 2.3 metrelik antropomorfik heykel ve akbaba heykeli dikkat çekicidir. Bu antropomorfik figürün, "Urfa Adamı" heykeliyle benzer özellikler taşıması, bölgesel bir ikonografinin varlığına işaret edebilir.
- Sayburç'ta bulunan kabartma friz, boğa, sıçrayan insan figürü ve büyük kedigillerin betimlendiği sahne, hikaye anlatımına işaret eden önemli bir buluntudur. Bu frizdeki figürlerin konumlandırılması, bir anlatı bütünlüğü sunmaktadır. ("ne Karahan Tepe'de ne Göbeklitepe'de bir hikayenin devamlılığı şeklinde yani friz şeklinde bir anlatımla karşı karşıya değiliz.")
Ritüel Alanları ve Sembolizm
- Karahan Tepe ve Sayburç'taki bazı yapılar özellikle ritüel amaçlı kullanıldığı düşünülen alanlardır. Karahan Tepe'deki AD yapısı, üç iç içe geçen evresi ve oyularak yapılmış oturma sekileri ile büyük bir dairesel yapıdır. Burada bulunan sunak alanı ve bir niş içine yerleştirilmiş kırık insan yüzü heykeli, dönemin törenleri hakkında ipuçları sunmaktadır.
- AB yapısının, erginlenme ritüelleri için kullanıldığı düşünülmektedir. Bu yapıdaki basamaklar ve sıvı toplama haznesi/kanalı, belirli bir akış veya geçiş törenine işaret edebilir.
- Yapıların sıvıya karşı dayanıklı zeminlerinin varlığı, su veya başka sıvıların kullanıldığı ritüellerin bir parçası olduğunu göstermektedir.
- Sembolizmde, yırtıcı hayvanlar (özellikle büyük kedigiller ve tilkiler), kuşaklar, kol ve el betimleri gibi tekrarlanan motifler dikkat çekicidir. Bu motiflerin anlamları tam olarak çözülememiştir ancak dönemin inanç ve toplumsal yapısını yansıttığı düşünülmektedir.
Yerleşim Alanları ve Toplumsal Yapı
- Sitelerde anıtsal yapıların yanı sıra konut alanlarının da varlığı düşünülmektedir. Karahan Tepe'nin güney bölümünün yerleşim alanı olduğu, burada öğütme taşları gibi evsel aletlerin yoğun olarak bulunduğu belirtilmiştir.
- Anıtsal yapıların inşası, organize edilmiş kolektif çalışmayı gerektirmiştir. Bu durum, dönemin avcı-toplayıcı topluluklarının sanıldığından daha karmaşık bir sosyal yapıya sahip olabileceğini düşündürmektedir.
Bölgesel Bağlantılar ve Farklılıklar
- Şanlıurfa bölgesi (Fırat havzası), Göbeklitepe, Karahan Tepe, Sayburç, Gürcütepe gibi "T" şeklindeki dikilitaşların yoğunlaştığı bir alandır. Bu alanın Harran Ovası çevresine konumlanması dikkat çekicidir.
- Dicle havzasındaki (Çayönü, Hallan Çemi, Boncuklu Tarla, Gre Fılla) Neolitik yerleşimlerle karşılaştırıldığında, Yukarı Fırat'taki anıtsal mimarinin ve yekpare taş kullanımının daha belirgin olduğu görülmektedir. Ancak ritüel pratiklerinde benzerlikler bulunmaktadır.
- Bu bölgesel farklılıklar, Neolitik dönemde farklı kültürel grupların ve pratiklerin varlığına işaret ediyor olabilir.
Dünya Tarihinin Yeniden Yazılması
Bilinen en eski anıtsal yapıları ve karmaşık sembolizmi ortaya çıkararak Neolitik Çağ'a ve insanlık tarihine dair anlayışımızı kökten değiştirmiştir. Avcı-toplayıcı yaşam tarzının sanılandan daha karmaşık sosyal organizasyonlara ve inanç sistemlerine izin verdiğini göstermektedir.
Özetle, Karahan Tepe ve Sayburç'u, Şanlıurfa bölgesindeki "Taş Tepeler" kültürünün kritik bileşenleridir. Anıtsal mimarileri, zengin sembolizmleri ve potansiyel ritüel alanlarıyla, Neolitik Çağ insanlarının sosyal yapıları, inanç sistemleri ve bilişsel yetenekleri hakkında yeni ve heyecan verici bilgiler sağlamaktadır. Devam eden kazılar ve araştırmalar, bu döneme dair anlayışımızı daha da derinleştirecektir.
1. Karahan Tepe ve Sayburç nerede yer alıyor ve önemi nedir?
Karahan Tepe ve Sayburç, Türkiye'nin Şanlıurfa ilinde, Harran Ovası çevresinde bulunan önemli Neolitik Çağ arkeolojik alanlarıdır. Şanlıurfa'nın yaklaşık 60 kilometre doğusunda yer alan Karahan Tepe, 12 bin yıllık bir geçmişe sahiptir ve son arkeolojik çalışmalar, sitenin Göbeklitepe'den bile daha erken olabileceğini düşündürmektedir. Bu durum, burayı dünyanın bilinen en eski Neolitik bölgelerinden biri yapmaktadır. Sayburç ise Şanlıurfa'nın Karaköprü ilçesine bağlı Sayburç Mahallesi'nde yer almaktadır ve 2021 yılında tesadüfen bulunmuştur. Her iki site de, özellikle "T" şeklindeki dikilitaşları ve anıtsal yapılarıyla, Neolitik Çağ'a ve insanlık tarihine dair mevcut anlayışımızı değiştiren "Taş Tepeler" kültürünün kritik bileşenleridir. Bölge, Yehudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık için kutsal kabul edilen bir yer olan Şanlıurfa'nın zengin tarihinin bir parçasıdır.
2. Karahan Tepe ve Sayburç'taki anıtsal mimarinin özellikleri nelerdir?
Karahan Tepe ve Sayburç'ta bulunan "T" şeklindeki dikilitaşlar, bu dönemin anıtsal mimarisinin en belirgin özelliklerinden biridir. Karahan Tepe'de bugüne kadar yaklaşık 250 "T" şeklinde dikilitaş gün ışığına çıkarılmıştır. Mimari yapılar genellikle dairesel planlıdır ve ana kayanın oyulmasıyla oluşturulmuş düz zeminlere sahiptir. Göbeklitepe'deki D yapısı gibi, bu yapıların da iç içe inşa edildiği evreler bulunmaktadır. Bu zeminler, sıvıya karşı dayanıklı olacak şekilde tasarlanmıştır. Yapıların içindeki yekpare ana taşıyıcılar dikkat çekicidir. Sayburç'ta bulunan anıtsal yapının tabanı da kireç taşının yontularak düzleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Bu anıtsal yapıların varlığı, Kolektif çalışmayı gerektiren karmaşık bir sosyal organizasyonun varlığına işaret etmektedir.
3. Bu sitelerdeki heykeller ve kabartmalar ne gibi sembolik anlamlar taşıyor olabilir?
Karahan Tepe ve Sayburç'ta bulunan heykeller ve kabartmalar, dönemin sembolizmini ve inanç sistemlerini anlamak için önemli ipuçları sunmaktadır. Karahan Tepe'de bulunan ve penisini iki eliyle tutan 2.3 metrelik antropomorfik heykel ve akbaba heykeli dikkat çekicidir. Bu figürün, "Urfa Adamı" heykeliyle benzerlikleri, bölgesel bir ikonografinin varlığına işaret edebilir. Sayburç'ta bulunan kabartma friz ise boğa, sıçrayan insan figürü (sapan tuttuğu düşünülen) ve büyük kedigillerin betimlendiği bir sahneyi gösterir ve hikaye anlatımına işaret eden önemli bir buluntudur. Bu frizdeki figürlerin konumlandırılması, bir anlatı bütünlüğü sunar. Tekrarlanan sembolizmde, yırtıcı hayvanlar (özellikle büyük kedigiller ve tilkiler), kuşaklar, kol ve el betimleri gibi motifler dikkat çekicidir. Bu motiflerin tam anlamı bilinmemekle birlikte, dönemin inanç ve toplumsal yapısını yansıttığı düşünülmektedir. Bazı heykellerde insan figürlerinin sırtında hayvan taşıması gibi hikayeli heykel grupları da bulunmuştur.
4. Karahan Tepe'deki AD ve AB yapıları gibi belirli alanlar ne amaçla kullanılmış olabilir?
Karahan Tepe'deki bazı yapılar, özellikle ritüel amaçlı kullanıldığı düşünülen alanlardır. AD yapısı, yaklaşık 23 metre çapında, iç içe geçen üç evresi ve ana kayaya oyularak yapılmış oturma sekileri ile büyük ve anıtsal, dairesel planlı bir yapıdır. Burada bulunan bir sunak alanı ve bir niş içine yerleştirilmiş kırık insan yüzü heykeli, dönemin törenleri hakkında ipuçları sunmaktadır. AB yapısının ise erginlenme ritüelleri için kullanıldığı düşünülmektedir. Bu yapıdaki basamaklar ve sıvı toplama haznesi/kanalı, belirli bir akış veya geçiş törenine işaret edebilir. Yapıların sıvıya karşı dayanıklı zeminlerinin varlığı, su veya başka sıvıların kullanıldığı ritüellerin bir parçası olduğunu düşündürmektedir. Bu sıvıların su olduğu ve toprağa karışmasına izin verildiği yönünde bulgular da bulunmaktadır.
5. Sayburç'taki kabartma frizi nasıl yorumlanmaktadır ve önemi nedir?
Sayburç'taki kabartma frizi, Neolitik Çağ'a ait önemli bir anlatısal buluntudur. Boğa, sıçrayan bir insan figürü (elinde sapan olduğu düşünülen) ve iki büyük kedigil (birinin erkek, diğerinin dişi olduğu tahmin edilen) betimlenmiştir. İnsan figürü, erekte pozisyonda cinsel organını tutmaktadır ve oturur pozisyonda olabileceği düşünülmektedir. Bu frizin önemi, Karahan Tepe ve Göbeklitepe'de bu denli net bir hikaye anlatımı veya friz şeklinde bir devamlılık olmamasıdır. Bu kabartma, bir av sahnesi veya doğayla mücadele gibi yorumlara açık olmakla birlikte, dönemin inanç sistemleri ve sembolizminin daha karmaşık yönlerini ortaya koymaktadır. Figürlerin birbiriyle ilişkili konumlandırılması, bir anlatı bütünlüğü olduğunu göstermektedir.
6. Karahan Tepe ve Sayburç'un "Taş Tepeler" kültüründeki yeri nedir ve Şanlıurfa bölgesi neden önemlidir?
Karahan Tepe ve Sayburç, Şanlıurfa bölgesindeki "Taş Tepeler" kültürünün önemli bir parçasıdır. Bu bölge, Göbeklitepe, Sayburç, Gürcütepe, Sefer Tepe ve Taşlı Tepe gibi "T" şeklindeki dikilitaşların ve anıtsal yapıların yoğunlaştığı bir alandır. Bu alanın özellikle Harran Ovası çevresine konumlanması dikkat çekicidir ve ovadaki bolluk ve bereketin bu yerleşimlerin seçiminde etkili olmuş olabileceği düşünülmektedir. Bu siteler, Avcı-toplayıcı yaşam tarzının sanılandan daha karmaşık sosyal organizasyonlara ve inanç sistemlerine sahip olduğunu göstermektedir. Şanlıurfa bölgesi, bilinen en eski anıtsal yapıları ve karmaşık sembolizmi ortaya çıkararak Neolitik Çağ'a ve insanlık tarihine dair anlayışımızı kökten değiştirmektedir.
7. Yukarı Fırat ve Yukarı Dicle havzalarındaki Neolitik yerleşimler arasındaki temel farklılıklar nelerdir?
Yukarı Fırat havzasındaki (Göbeklitepe, Karahan Tepe, Sayburç) ve Yukarı Dicle havzasındaki (Çayönü, Hallan Çemi, Boncuklu Tarla, Gre Fılla) Neolitik yerleşimler arasında temel farklılıklar gözlemlenmektedir. Dicle havzasındaki yerleşimler genellikle su kaynaklarına daha yakındır ve mimaride taş örgü kullanımı daha yaygındır. Yapılardaki ana taşıyıcılar genellikle yekpare taşlar değildir ve üzerlerinde belirgin heykel veya kabartma motifleri bulunmamaktadır (boyama olabilir). Yukarı Fırat havzasındaki yerleşimlerde ise anıtsal mimari ve "T" şeklindeki yekpare taş kullanımı çok daha belirgindir. Yapıların içi genellikle daha süslüdür. Ancak, her iki bölgedeki ritüel pratiklerinde bazı benzerlikler olduğu da görülmektedir. Bu bölgesel farklılıklar, Neolitik dönemde farklı kültürel grupların ve pratiklerin varlığına işaret ediyor olabilir.
8. Sayburç'un keşfi ve kazıları sırasında yerel halkın durumu nasıldı?
Sayburç'taki arkeolojik sit alanı, 2021 yılında mahalledeki bahçe duvarlarında dikilitaş parçalarının kullanıldığının bildirilmesi üzerine bulunmuştur. Ancak, köylüler bu tarihi yapıları aslında 12 yıl kadar önce, ahır yaparken fark etmişlerdir. Köylüler, evlerini kaybetme korkusuyla bu durumu yıllarca gizlemişlerdir. Sayburç Mahallesi'nin sit alanı ilan edilmesi, yerel halkın barınma kaygılarına neden olmuştur. Köylüler, yetkililerden ev tahsis edilmesini veya başka çözümler sunulmasını talep etmişlerdir. Kazı başkanı Doç. Dr. Eylem Özdoğan, önceliklerinin yöredeki insanlar olduğunu belirtmiş ve köylülerle iletişim halinde olduklarını ifade etmiştir. Ancak henüz kamulaştırma süreci başlamamıştır. Yerel halkın bazı üyeleri, evlerinin altında da benzer tarihi yapıların olduğunu ve bu durumu evlerini kaybetmemek için gizlediklerini belirtmişlerdir. Bu durum, tarihi keşiflerin yerel halkın yaşamıyla nasıl kesişebileceğine dair önemli bir örnektir.